Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. Zarf for a while
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

belirli bir süre
for a definite period
bin yıllık bir süre
millenium
kısa bir süre
jiffy
kısa bir süre
a little while
oldukça uzun bir süre
quite a while
uzun bir süre
yonks
uzun bir süre
seculum
üç aylık bir süre
trimenon
yirmidört saatlik bir süre
nychthemeron
bir süre aklından geçirmek
to dally with Fiil
bir süre bir mevkii işgal etmek
to fill a post for sometime Fiil
bir süre gereksinimi karşılayan giyecek
outfit
bir süre hesap etmek
to compute a period Fiil
bir süre hesaplamak
to compute a period Fiil
bir süre için
temporarily Zarf
bir süre kalma
sojourn
bir süre köyde oturma
rustication
bir süre önce
recently Zarf
bir süre sonra
after a while Zarf
bir süre sonra da sabit faiz getiren tahvil
deferred bonds
bir süre sonra da sabit faiz getirisi sağlayan tahviller
deferred bonds İsim
bir süre sonra gerçekleşmek
to come to pass Fiil
(borç) on beş yıllık bir süre için olmak
to be for a term of 15 years Fiil
(hukuk) bir mülkten belirli bir süre yararlanacak kişi
termor
(in) bir yerde bir süre kalma
abidance
(in) bir yerde bir süre oturma
abidance
(memur) belli bir süre mevkiinde alıkoymak
to hold over Fiil
(politika , US) bir süre hasıraltı yapmak
to lay on the table Fiil
...'den kısa bir süre önce
shortly before ... Zarf
...'den kısa bir süre sonra
shortly after ... Zarf
belirli bir süre için
for a stated term days
belirli bir süre için yapılan kira sözleşmesi
lease for a fixed period
belirli bir süre içinde bir bölge
tourist flow
belirli bir süre içinde bir radyo ya da televizyon reklamı
unduplicated audience
belirli bir süre içinde tüm nakit işlemlerinin bir kaydıdır
income and expenditure account
belirli bir süre sonra ödenecek kredi
time loan
belirsiz bir süre için
for an unlimited period
belirsiz bir süre için
indefinitely Zarf
belirtilmiş bir süre içinde
good through
belli bir süre denenme koşuluyla işe alınmak
to be employed on probation Fiil
belli bir süre için intifa hakkı sahibi
termer
belli bir süre içinde
within a specified time Zarf
belli bir süre içinde
within a specified period Zarf
belli bir süre içinde açılması gereken dava
actio temporalis
belli bir süre ile sınırlı mülkiyet
estate for a term
belli tahvillerin belli bir süre içindeki ortalama fiyatı
bond average
beş yıllık bir süre için
for a term of five years
bir aydan az bir süre içinde
in less than a month
bir bina veya araziyi belirli bir süre için
tenancy for years
bir imtiyazı bir süre askıya almak
to suspend a licence license Fiil
bir kadınla erkeğin belirli bir süre evli kalma anlaşması
contract marriage
bir konu üzerinde epey bir süre konuşmak
to speak at some length on a subject Fiil
bir müşteri hesabında belli bir süre içinde yer alan
account of statement
bir şeyi kısa bir süre içinde yapmak
to do something at short notice Fiil
bir teminat karşılığı sabit bir süre için verilen borç para
bank loan
bir yerde bir süre kalmak
to make abode at Fiil
bir yere giderken yol üzerinde belirli bir süre durma
minidestination area
bir yıldan fazla bir süre için aktedilen hayat dışı poliçe
term policy
biri için kısa bir süre dükkânına bakmak
to keep shop for sb Fiil
birini denemek için bir süre bir yerde çalıştırmak
to place someone on probation Fiil
ceza olarak öğrenciyi bir süre üniversiteden uzaklaştırmak
to rusticate Fiil
çocuğu öteki tarafın kısa bir süre ya da uzun bir süre ziyaret etme hakkı
(visiting access) (staying access)
çok kısa bir süre için
momentarily Zarf
epey bir süre kalmak
to make a stay of some length Fiil
geçici bir süre bir mevkii işgal etmek
to be in charge of an office pro tempore Fiil
geçici bir süre gölgede kalmak
to go into temporary eclipse Fiil
geçici bir süre için
temporarily Zarf
geçici bir süre stokta olmayan mallar
shorts İsim
görüldüğünden bir süre sonra
after sight
içeri girmeden kapı önünde kısa bir süre durmak
to pause at the door Fiil
kendisine ödemede bulunmak için bir süre verilmesi şartı
cognovit clause
kısa bir süre bekle
hang on
kısa bir süre dinlenmek
to rest for a (short) spell Fiil
kısa bir süre içerisinde
with a short period of time Zarf
kısa bir süre için
temporarily Zarf
kısa bir süre için
for a little while Zarf
kısa bir süre için
briefly Zarf
kısa bir süre için borç verilmiş para
at call
kısa bir süre için sabit faiz oranlarıyla yatırılan para
short money
kısa bir süre içinde
shortly Zarf
kısa bir süre içinde
presently Zarf
kısa bir süre içinde
in a short time Zarf
kısa bir süre içinde büyük para kazanmayı amaçlayan yatırım
go- go fund
kısa bir süre içinde yapılan alım ya da satım
quick turn
kısa bir süre karşılaşan ve belki de ömürlerince bir daha karşılaşmayacak insanlar gibi
like ships that pass in the night
kısa bir süre sonra
a short while later Zarf
konuşmaların aniden kısa bir süre için durması
pause in the conversation
makul bir süre içinde
within a reasonable time Zarf
memleket dışında bir süre kalma
foreign sojourn
memleket dışında bir süre kalmak
to stay abroad Fiil
memurun işte belli bir süre deneme koşuluyla atanması
probationary appointment
muayyen bir süre içinde kabili rücu vasiyet
ambulatory will
net hız ya da belirli bir süre içindeki üretim miktarı
throughput
protesto amacıyla bir süre umumi bir mahalde oturma
live in
satın alınmadan önce tüketici tarafından bir süre denenen
goods on approval
sınırlı bir süre için geçerli olan taahhüt
standby commitment
sınırsız bir süre için
for an unlimited time
soluk almak için bir süre durmak
to take an easy Fiil
televizyon reklamlarının kısa bir süre içinde yoğunlaşması
burst
uzun bir süre ciro yoluyla el değiştirmiş bir çek
stake
uzun bir süre için
till the cows come home
uzun bir süre içinde pazar gelişimi
major swing
yemekleri dondurarak uzun bir süre muhafaza eden dolap
freezer
yeni bir makinayı daha kısa bir süre içinde amorti etmek
to depreciate a new machine over a shorter period Fiil
yeni bir makineyi daha kısa bir süre içinde amorti etmek
to depreciate a new machine over a shorter period Fiil
yere indikten sonra uçağın bir süre gitmesi
roll
(bilgisayar) fiziksel bir işlemin gerçekleştirildiği süre
real time
(ceza kanunu) bir mahkeme kararını geçici süre durdurmak
to suspend a sentence Fiil
bir açıkhava reklamının sergileneceği süre
posting period
bir aylık süre
space of a month
bir biletin geçerli olduğu süre
period of availability of a ticket
bir borcu süre sona ermeden ödemek
to repay before the expiration of a period Fiil
bir borçluya bir haftalık ek süre tanımak
to give a creditor a week's grace Fiil
bir dergi ya da gazetenin iki baskı tarihi arasındaki süre
issue life
bir dış borcun ödenmesi için tanınan süre
usuance
bir gün daha süre tanımak
to grant a (day's) grace Fiil
bir hakkın kanuni süre içinde talep edilmemiş olması
laches
bir işletmede her türlü hizmetin kiralanmış olduğu süre
close dates
bir kambiyo senedinde vadeye kadar geçen süre
currency
bir misafirlikte gereğinden uzun süre kalmak
to overstay one's welcome Fiil
bir olay öncesi süre
run up
bir oturumda normalden uzun süre kalmak
to outsit Fiil
bir radyo ya da televizyon reklamına ayrılan süre
air time
bir senedin düzenleme tarihi ile vadesi arasındaki süre
currency of a bill
bir senedin ödeneceği güne kadar geçen süre
tenor of a deed
bir şeyden yararlanılan süre
period of usefulness
bir şeyle kısa süre uğraşmak
to take a turn at sth Fiil
bir tahvilin ihraç tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süre
cushion
bir ürünü soruşturmakla sipariş verme arasında geçen süre
gestation period
bir yatırımcının kısa süre içinde elde ettiği büyük kazanç
homerun
geçici süre bir mevki işgal etmek
to be in charge of an office Fiil
geçici süre bir mevki işgal etmek
to pro tempore Fiil
geçici süre bir mevkii işgal etmek
to pro tempore Fiil
geçici süre bir mevkii işgal etmek
to be in charge of an office Fiil
mezarlıkta uzun süre için bir mezar toprağı almak
to purchase a cemetery plot in fast Fiil
ortalama bir işçinin bir işi yapması için gerekli süre
base time
uzun süre devam eden intifa suretiyle bir hak elde etmek
to usucapt Fiil
uzun süre devam eden intifa suretiyle elde edilen bir hak
usucaption
uzun süre elde kalan malların özel bir indirimle satılması
clearance sale
uzun süre satılmayacak bir aktif değere yapılan yatırım
lock up
üzerinde mutabık kalınan süre içinde bir yükümlülüğü yerine getirmek
to discharge a liability within the agreed period Fiil
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.